13 Eylül 2009 Pazar

Dosttan sokak lambası olur mu?

Nasıl bir süzgeçtir sizin geçtiğiniz? Arkadaşlık ve dostluk bir midir insan hayatında? Arkadaş ve dostluğu nasıl ayırabilirsiniz, ayırırsınız? Can aldığım bu bedenden geçerken dikkat ettiniz mi hiç verdiğiniz tahribatın? Her bir hücremden istikrarlı ve daha da bir genişleterek geçmeye çalışmanız bir acının sebebi de değilmdir? 20 şeritli otobandan giderken 4 şeritli yola girmek gibi değilmidir bu aklımın ve hayatımın bir yerlerine dahil olma çabanız? O 4 şeride girerken de gişeleri unutmamak gerek. Sizi dost yapan o gişeden geçmek mi olduğunu zannedersiniz bre aklı paçalarından süzülenler? Bir an önce o gişeden geçip en rahat yere geçebileceğinizi mi düşündünüz? Düşündürdüm? Canımı yakarak daha ne kadar baş üstü edebilirim sandınız? Her seferinde de oturur uzaktan seyre dalarım kavganızı, itişmenizii kakışmanızı.. Ne içindir bu kadar çaba ve neresine gitmeyi planlamış olmalısınız şu kısacık ömrümün? Aklımın gişelerinden her geçişiniz zorlar oldu son zamanlarda. Canımı da yaktınız ama sizi sevmeme neden olan o gişeye gelme isteğiniz mi? Kendime de sorularım olacak elbet ama önce sizin niyetinizi anlama ve yorumlama kaygısıdır benim düştüğüm. Her seferinde de yanıldığımı görmek ayrı bir üzüntü yarattı içimde. Uzun seyirlerin ardından da anlamış ve gerçekten yanımda kalanları geri alarak tekrar izleye izleye anlamış bulunuyorum sanırım nasıl dost kaldıklarını ve nasıl hala bu bünyede barındıklarını. İki kıtayı birbirine baglayan bir köprüyü geçme misali geçtiniz hep ömrümden. Yanımda kalanların ise o gişelerden geçerken sona kalıp can vermediklerini farkettim. O kalabalığa karışmadan ve beni düşünüp canımı yakmayanların gerçek dost oldugunu öğrendim. Meğer dertleri köprü değil, can yakamamak, ilaç olmak, sebep değil sonuç olma çabasıymış. Uzaktan acı verenlerin yüreğine su serpmen değilmiş çabaları. Onları bu denli sevmem de bundan sanırım. Onların da benim bu denli yanımda kalmaları da bu sebepten.

One love! All I want is this...

Bir de sokak lambaları var hayatımız renklendiren, ayrı bir romantik hava veren. Altında hep duygusal bir şeylerin geçtiğini düşündüğümüz ve bu sebeptendir ki sadece gece yanar sokak lambaları. Ayrı bir mecaz anlayışa mı düştük, ayrı bir renk mi kattı o gece lambası hayatımıza, anlayışımıza? Karanlığa ışık vermesi mi bizi duygulandıran.. Altında öpüşen çiftleri barındırması mı bizi duygulandıran.. Ki önemli olan hususlardan da bir tanesi şudur ki : Sokak lambasının ışığı altında yaşayanlar bunu farketmezler, daha yüksekten bakmak gerek (kat,imar,iskan-yanlış anlaşılmasın). 1. basamaktayken hoş bir ışık veren olur, 8. basamaktayken de romantik bir simge, yalnızlığa arkadaş, umuda yolculuk, tek kalan şarap bardağına eş olur. Karşı penceresi değilmidir, Ferzanın da anlatmak istediği. Yanımızda olanları beğenmeyip karşıdan gördüğümüze özenir olmuşuz. Daraldım of!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder